Bir taşınmazın mülkiyetiyle ilgili sorun yaşandığında ya da bir haksızlık söz konusu olduğunda, devreye giren en önemli hukuki araçlardan biri tapu iptal ve tescil davasıdır. Gayrimenkul konusunda yaşanan usulsüz işlemler, muvazaalı devirler, sahtecilik, miras anlaşmazlıkları veya vekâletin kötüye kullanılması gibi birçok durumda bu dava gündeme gelir. Ama bu dava nedir, ne işe yarar, kim açabilir, süreç nasıl işler gibi konularda insanların kafası genelde karışıktır.
Tapu İptal ve Tescil Davası Tam Olarak Nedir?
Tapu iptal ve tescil davası, bir taşınmazın (arsa, tarla, konut, işyeri vs.) tapu kaydının hukuka aykırı şekilde bir kişinin adına tescil edildiği durumlarda, o kaydın iptali ve gerçek hak sahibinin adına yeniden tescil edilmesi için açılan bir davadır. Yani bir kişi kendisine ait olmayan bir mülkü hileli yollarla ya da usulsüz bir işlemle üstüne geçirdiyse, sen de gerçek hak sahibiysen, mahkemeye başvurarak bu tapunun iptal edilmesini ve senin adına kaydedilmesini isteyebilirsin.
Bu dava genellikle tapu sicilinde yapılan bir işlemin, hukuki geçerlilik şartlarını taşımadığı iddiasıyla açılır. Konu yalnızca mülkiyetin kendisiyle ilgilidir. Örneğin, bir mirasçının, diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla anne veya babadan sağlığında aldığı tapu devrini gizli bağış olarak göstermesi, en çok rastlanan davalardan biridir. Ya da sahte vekâletle yapılan satışlar, zihin sağlığı yerinde olmayan kişilerin yaptığı devirler de yine bu kapsamda değerlendirilir.
Kimler Açabilir ve Hangi Durumlarda Gündeme Gelir?
Tapu iptal ve tescil davası, taşınmaz üzerinde hak iddia eden kişiler tarafından açılabilir. En sık karşılaşılan gruplar mirasçılar, mal sahipleri, malik olduğunu düşünen kişiler ya da dolandırıcılık mağdurlarıdır. Herkes kafasına göre bu davayı açamaz; mutlaka hukuki çıkarın olması gerekir. Başka bir deyişle, tapu kaydı seni doğrudan etkiliyorsa ve zarar görüyorsan dava açma hakkın vardır.
Davalar çoğunlukla şu nedenlerle açılır: muris muvazaası (yani mirastan mal kaçırma), sahte vekâletle satış, ehliyetsiz kişilerin yaptığı devirler, cebir veya tehditle yapılan işlemler, imza sahteciliği, noter belgelerinde oynama, kadastro hataları, tapu memurunun yaptığı işlem hataları… Liste uzayıp gider ama her durumda ortak nokta şudur: mevcut tapu kaydının gerçeği yansıtmadığı ve hukuken geçersiz olduğu iddia edilir.
Dava Nasıl Açılır ve Süreç Nasıl İlerler?
Tapu iptal ve tescil davası, taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesi‘nde açılır. Yetkili mahkeme taşınmazın kayıtlı olduğu yer mahkemesidir; başka bir yerde dava açılamaz. Davayı açmadan önce iyi bir hazırlık yapılmalı, iddiaları destekleyen belgeler, tanıklar ve varsa uzman raporları toplanmalıdır.
Dava dilekçesinde, tapunun neden geçersiz olduğu, neye dayanarak iptalinin istendiği, mevcut tescilin hangi hukuki hata nedeniyle geçersiz sayılması gerektiği açıkça belirtilmelidir. Mahkeme, her iki tarafı da dinler, tapu kayıtlarını ve işlem belgelerini inceler. Gerekirse bilirkişi atar, keşif yapar. Özellikle taşınmazın geçmişi, satış bedelleri, aradaki ilişkiler, para transferleri gibi unsurlar detaylıca araştırılır.
Bu davalar genelde uzun sürer. Çünkü delillerin toplanması, tanıkların dinlenmesi, bilirkişi raporlarının hazırlanması ve karar verilmesi zaman alır. Ayrıca tapu iptal davası ciddi bir sonuç doğurduğu için mahkemeler genelde temkinli davranır. Bu yüzden süreç sabır ister ama haklıysan sonunda hakkını alırsın.
Bazı durumlarda dava sadece tapu iptaliyle sonuçlanmaz. Tapu iptal edildikten sonra, senin adına tescil işlemi de mahkeme kararıyla yapılır. Karar kesinleştiğinde bu hüküm tapu müdürlüğüne gönderilir ve gerçek malik olarak senin adın kayda geçer. Ama eğer mal üçüncü bir kişiye satılmışsa ve bu kişi “iyiniyetli” alıcıysa, dava sonucu değişebilir. Çünkü Türk Medeni Kanunu’na göre iyiniyetli üçüncü kişilerin hakkı korunur. O yüzden dava sürecinde taşınmaz el değiştirirse iş daha da karmaşık hale gelir.